
Her şeyin geçip gittiğine, yaşadıklarımızın geçmişte kaldığına kim inandırabilir bizi? Anılarımızı avuç dolusu su gibi her sabah yüzümüze çarpmanın işe yaramayacağına kim inandırabilir? Tanıklarla, kanıtlarla, uygun adım yürümek için ikide bir ayak değiştirme imkanı veren gerçeklerle ne kadar üstümüze gelseler boşuna! İnanmayız. "Geçen bir şey yok!" diye bağırırız. "Her şey tam şimdi yaşanıyor!" Tam şimdi, bir yaz öğlesi, Nihal halılarını kaldırdığımız salonun parkesinde çıplak ayaklarıyla geziniyor...
Barış Bıçakçı, Bizim Büyük Çaresizliğimiz; sayfa 5
1 yorum:
...ki gördüğüm en güzel kitap başlangıcı olur kendisi. Bir de o Güneş yok mu o Güneş,o reçelli ekmek ve peyniri bir yerken,ah...
Yorum Gönder