3 Ağustos 2008 Pazar

ON İKİNCİ ADAM...

Dün Old Trafford’ta oynanan Manchester United-Espanyol hazırlık maçıyla jübilesini yapıp aktif futbol hayatına son veren Solskjaer’i binlerce taraftar uğurladı. Bundan sonra kariyerine Manchester United’ın Yedek Takımı’nda antrenörlük yaparak devam edecek olna efsanevi futbolcu, kendine has futbol tarzıyla takımın bir çok başarısına katkıda bulundu.

Solskjaer’i MANU taraftarı için bir efsane haline getiren şey ise ne üstün tekniği, ne yaptığı akrobatik hareketler, ne karizması, ne sansasyonel yaşantısı, ne de milyon dolarlık transferleriydi… Onu böylesine ön plana çıkaran ve bizler için unutulmaz yapan şey onun alamet-i farikası haline gelen sihirli dokunuşlarıydı. Sonradan oyuna dahil olduğu maçlarda skoru değiştirebilmesindeki başarısı onu süper yedek mertebesine çıkarttı ve futbol dünyasında kendine has bir yer kazanmasını sağladı.Sir Alex Ferguson’un ikinci jenerasyonu pek çok başarıya imza atarken yedek kulübesindeki en önemli silahlardan biri kuşkusuz oydu; kısa sürede de bu şekilde takımın değişmez bir parçası haline geldi. Semih Şentürk’ün Avrupa’daki muadili Solskjaer, MANU adına pek çok maçı çevirirken bu yeteneğinin en dikkat çekici biçimde parladığı maç ise kuşkusuz 1999 Şampiyonlar Ligi Finali’ydi…

Manchester United-Bayern München arasında Nou Camp’ta oynanan maç hem sahadaki oyuncularla hem de izleyicilere verdiği heyecanla unutulmaz maçlar arasında yer aldı. O senenin iki flaş takımının mücadelesinde sahada Schmeichel, Stam, Beckham, Giggs, Kuffour, Matthaus, Effenberg, Jancker, gibi efsane oyuncular vardı. Benim de canlı izlediğim ilk final olması ve gönlümüzün bir kenarını o maçta Kırmızı Şeytanlar’a vermemiz sebebiyle de özel olan o maçta, sahadaki futbolcuların ismine yakışır bir mücadele yaşandı. Maçın hemen başında öne geçen Bayern München, maç boyunca üstün oynamasına ve hatta maç içinde iki topunun direkten dönmesine rağmen son ana kadar soğukkanlı mücadeleden vazgeçmeyen MANU, son iki dakikada atılan iki golle maçı çevirip Şampiyon Ligi kupasına uzandı. İşte MANU için unutulmaz trible'ı getiren o iki golden birinde de Solskjaer’in imzası vardı. Solskjaer yine her zamanki gibi oyuna sonradan dahil olmuş ve yaptığı altın vuruşla takımının kupaya uzanmasını sağlamıştı.

Solskjaer bu şekilde pek çok maçın geri çevrilmesine yardım etti. Bunun yanında ilk on bir başladığı maçlarda da Solskjaer takımı için önemli bir silah olmayı başardı. 1996’da katıldığı Kırmızı Şeytanlar adına çıktığı 366 maçta 126 gol kaydeden futbolcu, sahadaki başarılarının yanında uzun süreli sakatlıklara karşı verdiği mücadeleleriyle de takdir topladı. 2004 yılında futbol hayatının sonu olacak derecede ağır bir sakatlık yaşayan Solskjaer buna rağmen geri dönmeyi bildi ve özellikle MANU’nun 2007 yılındaki Premier Lig zaferinde aktif rol oynadı.

İşte bu efsane futbolcuyu taraftarlar da kendilerine yakışır biçimde uğurlarken Solskjaer yedek kulübesinde çok az futbolcunun doldurabileceği cinsten bir boşluk bıraktı.

Hiç yorum yok: